Uşak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Müzeler

Uşak Arkeoloji Müzesi : Roma Dönemlerine ait kırk iki bin eserlik bir koleksiyonu barındırmaktadır. Yaklaşık 48 yıl boyunca aynı binada hizmet veren Müze, tren istasyonu mevkiindeki yeni binasına 2018 yılında taşınmıştır.
Müze teşhir salonunda yer alan vitrinlerde; Paleolitik Çağa tarihlenen keskiler, kazıyıcılar ve yonga parçaları, Tunç dönemlerini temsil eden idoller, gaga ağızlı testiler, taş baltalar, Frig, Lidya, Helenistik, Roma ve Doğu Roma dönemlerini ait pişmiş toprak kâse, tabak, kandil, figürin ve cam örnekleri yer almaktadır. Kronolojik vitrinlerin hemen arka bölümünde ise antik dönem ölü gömme kültü ve inançları, ziyaretçilerin bilgisine sunulmuştur. Birinci katta bulunun bu vitrinlerin yanında heykeller bölümünde, Uşak sınırları içerisinde bulunmuş Roma dönemi, yönetici, devlet adamı, sporcu gibi kişilerin heykelleri yer almaktadır. Aynı katta bulunan bir diğer bölümde ise Uşak sınırları içerisinde yer alan Akmonia, Blaundos ve Sebaste gibi antik kentlerde bulunan taş eserler sergilenmektedir.
Uşak, antik dönemde paranın ilk basıldığı ve kullandığı Lidya Devleti sınırları içerisinde yer alması nedeniyle müze zengin bir sikke koleksiyonuna sahiptir. Bu nedenle yeni müze binasının ara katında sadece, paranın darp edilmesi, kullanımı konularında çeşitli canlandırmalar ve yine kronolojik olarak sıralanmış vitrinler de çeşitli dönemler ait sikkeler ve paralar ile yine Uşak sınırları içerisinde bulunmuş sikke defineleri yer almaktadır.
Müzenin ikinci katı ise Uşak’ın 25 km. batısında, İzmir karayolu üzerinde bulunan Güre Köyü yakınlarındaki Lidya Tümülüslerinden çıkarılarak 1965-66-68 yıllarında kaçırılan ve 1993 yılında geri alınan Lidya-Pers döneminin en görkemli eserleri olarak bilinen Karun Hazinelerine ayrılmıştır. İki bölümden oluşan bu katta ilk bölümde sırasıyla, Basmacı, Toptepe ve Aktepe tümülüslerinden bulunan eserler, en arkada ise bu grupların içerisinde en nadide olan ve Bakanlığımızın girişimleriyle Almanya’da bulunup Türkiye’ye getirilerek, ana yurdunda sergilenen kanatlı denizatı broşu yer alır. Bu katın diğer bölümünde ise Lidya dönemi canlandırmaları yapılmış olup, İkiztepe ve Harta tümülüslerinin canlandırmaları, Lidya dönemi ticareti anlatan, dokumacı, seramik ve kalıp ustası gibi dönemin mesleklerinin canlandırmaları yer alır. Ayrıca dönemin günlük yaşamının anlatıldığı bir bölümde bu alanda bulunur.  
Müzede teşhir anlamında son bölüm etnografya bölümüdür. Bu alanda ise Uşak’ın yerel etnografik kültürel birikimi anlatılmakta olup, çeşitli kıyafetler, kılıçlar ve silahlar, günlük yaşamda kullanılan materyaller yer alır. Bununla birlikte Müzede, çocuklar için eğitim alanının yanı sıra, fuaye alanı ve konferans salonu ayrıca ihtisas kitapları içinde bir de kütüphane bulunmaktadır.

Atatürk ve Etnografya Müzesi : Hisarkapı Uluyolu üzerinde yer alan iki katlı büyük bir yapıdır. Üç yönde çıkmaların mevcut olduğu yapının sokak yönündeki cephesi diğerlerinden daha gösterişlidir. Yapı ilk restorasyonu 1978 yılında görmüş Atatürk ve Etnografya müzesi olarak hizmete sunulmuştur. Orijinalinde geleneksel malzemeyle inşa edilen bina, ikinci restorasyonu 1998 tarihinde görmüş ve önceki yıllarda tekrar müze olarak hizmete açılmıştır. Günümüzde de müze olarak kullanılmaya devam etmektedir.

Subasmanına kadar moloz taş duvar olan binanın diğer katlarındaki duvarlar ahşap çatkılı karkas olarak inşa edilmiştir. Orijinalinde hımış üzeri bağdadi ile kaplanan duvarlar dış cephede çamur ve kıtıklı kireçle sıvanmıştır. Binanın iç yüzeyi ise çamurla düzlenip alçı ile sıvanıp kireçle badana edilmiştir. Ancak restoreden sonra yani günümüzdeki durumunda dış cephe macunu ve silikon esaslı boya kullanılarak günümüz teknolojisine göre restore yapılan bina modern bir görünüm kazanmıştır.

Ana girişte bizi hayat denilen sofa karşılar ve bu sofanın etrafında odalar mevcuttur. Üst kattaki sofaya bir merdivenle ulaşılır ve etrafındaki odalar bu sofaya açılır. İç sofalı plan şemasına ait olan yapının üst kattaki pencere sayısının çok olması yapıya aydınlık ve ferah bir ortam sağlamıştır. Yapının kim tarafından ve ne zaman inşa edildiği tam olarak bilinememekle birlikte 1879 tarihinde Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa’nın bu evde misafir olduğu bilinmektedir. Kurtuluş Savaşı sırasında Uşak’a gelen Atatürk 2 Eylül 1922 tarihinde bu evde misafir edilmiştir. Bu bilgiler ışığında binanın 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 1879 tarihinden önce inşa edildiği anlaşılmaktadır.