Uşak İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Müzeler

Uşak Arkeoloji Müzesi : İlimizde müzecilik çalışması 1970 yılına kadar Milli Eğitim Müdürlüğünce yürütülmüştür. İlk önce Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak düzenlenen bina 1 Eylül 1978 yılında Atatürk ve Etnografya Müzesinin açılmasından sonra Arkeoloji ve idari merkez binası olarak kullanılmıştır. 1996 yılı başında Karun Hazineleri’nin gelmesiyle yeniden düzenlenen müzede, Kalkolitik dönemden Bizans döneminin sonuna kadar çeşitli devirlere ait taş eserler, pişmiş toprak eserler, cam eserler, altın ve gümüşten yapılmış çeşitli ziynet eşyaları, bronz eserler, bronz, altın sikkeler ve Karun Hazineleri sergilenmektedir.

Bunlardan bazıları Roma dönemine ait mermer heykel ve heykelcikler, madalyon ve kapı tipi mezar siteleri, Eski Tunç, Grek, Roma ve Bizans dönemine ait pişmiş topraktan çanak çömlekler, kase ve tabaklar ile camdan yapılmış koku kapları, gözyaşı şişeleridir.

Atatürk ve Etnografya Müzesi : 1 Eylül 1978’de açılan bu müze bir Osmanlı yapısı olup, İstiklal Savaşından sonra Yunan Kuvvetleri Başkomutanı General Trikopis’in esir alınarak Atatürk’ün huzuruna çıkarıldığı yerdir.Bu İki katlı binada restorasyon, teşhir tanzim ve çevre düzenlemesi yapılmakta olup yakın tarihte yeniden hizmete açılacaktır.

Antik çağda Anadolu’nun batısında yer alan, Güneyi Karai, Kuzeyi Mysia, doğusu Frigya, batısı İonia, ve Aiolia bölgeleriyle çevrili alana Lidya adı verilmiştir. Batılı tarihçi Heredot’a göre üç sülalenin yönettiği Lidya imparatorluğu son sülalesi Mermnadlar, ülkeye 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya’nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır. Saray entrikaları ile ikinci sülale Heragliklerden İmparatorluğu ele geçiren üçüncü sülale Mermnadlar kral Gyges ile başlar, Ardys, sadyettes Alyettes ile devam edip, Kroisos ( Karun) ile son bulur. M.Ö.7.y.y’ın ilk çeyreğinde Gyges ile başlayan güçlü Lidya İmparatorluğu, parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlarından birini gerçekleştirmiştir.

KARUN HAZİNELERİ
Antik çağda Anadolu’nun batısında yer alan, Güneyi Karai, Kuzeyi Mysia, doğusu Frigya, batısı İonia, ve Aiolia bölgeleriyle çevrili alana Lidya adı verilmiştir. Batılı tarihçi Heredot’a göre üç sülalenin yönettiği Lidya imparatorluğu son sülalesi Mermnadlar, ülkeye 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya’nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır. Saray entrikaları ile ikinci sülale Heragliklerden İmparatorluğu ele geçiren üçüncü sülale Mermnadlar kral Gyges ile başlar, Ardys, sadyettes Alyettes ile devam edip, Kroisos ( Karun) ile son bulur. M.Ö.7.y.y’ın ilk çeyreğinde Gyges ile başlayan güçlü Lidya İmparatorluğu, parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlarından birini gerçekleştirmiştir.

İlk çağ dünyasının ekonomik gelişimini hızlandıran bu olay, tarihin akışını da Değiştirmişti Lidya’nın ilkçağ dünyasının en zengin ülkesi durumunda olmasının önemli sebebi Tmolos (Bozdağlar )Dağlarından çıkan ve hermos ( Gediz ) nehrine karışan başkent Sardes’ den geçen Paktalos (Sart Deresi ) deresinin alüvyonları içerisindeki altındır. Buradan elde edilen Altın, Lidya’nın kaderini belirlemiştir. Bir takım saray entrikaları ile ülkeyi ele geçiren üçüncü sülalenin IV. ve son kralı Kroisos, babası Alyettes’in ölümünden sonra M.Ö.560 yılında tahta geçmiş ve akıl almaz zenginliği sayesinde karun kadar zengin deyimiyle ününü günümüze kadar taşımıştır.